Eğitim ve Okul Yönetimi -2-

26 Eylül 2015 0 Yazar: admin

II.BÖLÜM
YÖNETİM
Yönetim kurumu amacına ulaştırmak için mevcut elde bulunan bütün kaynak ve imkanları en etkili ve verimli bir şekilde kullanma bilimi ve sanatıdır. Başka bir manada grup gayretleriyle işlerin başarılma sanatı ve bilimidir. Örgütün amaçlarını gerçekleştirmesi için sorun çözme, planlama,örgütleme,koordinasyon gibi fonksiyonlara ilişkin ilke, kavram, teori, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli bir şekilde maharetler uygulanmasıyla ilgili süreç ve faaliyetlerin tümüne de yönetim denir.
Kısacası yönetim bir süreç, bilim ve aynı zamanda sanattır.
Yönetim, değişen durumlarda bozulan dengelerin eskisinden farklı biçimde kurulması sürecidir (Açıkalın 1994). Yönetim insanların iş birliğini oluşturma ve onları bu amaca yürütme iş ve çabalarının toplamıdır (Tosun,1996).
• Farklı Yönetim Yaklaşımları
Amaç Odaklı Yönetim (Sorun odaklı,Sonuç odaklı) : Bu yönetim anlayışında amaç sorunu çözmektir. Vaktin çoğu buna ayrılır. Bir sorundan diğer soruna geçilir. Belki de sorunların çoğu tam olarak çözülmez (Özden.1998).
Süreç odaklı yönetim : Bu anlayışta performansın yükseltilmesi için çalışmalar yapılır sadece sonuca bakılmaz sonuca ulaşırken sürece önem verilir (Özden,1998). Yanlışı kimin yaptığı değil neden ortaya çıktığı üzerinde durulur.
Otokratik Yönetim : Adı üstünde baskıcı bir yönetimdir astlar amirlerine koşulsuz itaat ederler aksi durumda ceza alırlar. Bu yönetimin dayanağı yasalardır. Yönetici en iyi bilen astlar ise pasif ve zorlamayacı çalışmayan denetlenmesi gereken kişiler olarak görülür (Başaran,1994).
Koruyucu Yönetim : Kurumun amaçlarından çok iş görenlerin gereksinimlerini karşılamak ön planda tutulur. Çünkü İş görenlerin mutluluğu kuruma daha fazla yarar sağlayacağına inanılır (Başaran.1994).
Destekçi Yönetim : Bu anlayışta iş görenler desteklenir kurumda etkin sorumlu yönetime katılan olarak varsayılır (Başaran,1994).
Birlikçi Yönetim (Collegial) : Kendi kendini yönetebilen ve denetleyen eğitimli uzman kişiler, takım çalışmasıyla mesleki coşku ve kuruma yüksek düzeyde katkıda bulunacağı düşünülür (Başaran,1994).
YÖNETİM BİLİMİNİN KURUMSAL TARİHÇESİ
Yönetim biliminin temelinde bir çok kuramlar bulunmaktadır. Uygulama yapabilmek için kuramdan daha iyi rehber yoktur (Bursalıoğlu, 1994). Yönetimin özünde temel unsur olarak insan etkilemek vardır. İnsan etkilemek için yaklaşımlar insan doğasına ilişkin varsayımlar vardır (Aydın, 1991). Bazı teorisyenler için insan kötü, yırtıcı, bencil, yarışmacı, saldırgan ve yıkıcı olarak nitelerken bazı teorisyenler de insan özde iyi iş birliğine yatkın ve erdemli olarak nitelerler.
• Yönetim İlke ve Tekniklerinin İlk Örnekleri
Yönetim biliminin temel kuramlarının geliştirilmesi endüstri devrim ile başlasa da eski dönemlerde ki bir çok örnekten bu kuramların eskiye dayalı olduğunu anlayabiliriz. Örneğin Sümerliler tapınaklar etrafında insanları rahiplerin ilke ve kurallarıyla yönetmişler, Mısır da sulama sistemi ve piramitler bir iş gücü organizasyonunun becerisi, Romalılar da silah tekstil çanak çömlek imalathanelerinin kurulmuş olmasıdır. Yönetimin temelinde insanlık adalet ilkelerinin benimsenmesi önemlidir. Yönetim alanında yazılan kitapların bir çoğu da eskiye uzanmaktadır.
• F. Taylor ve Bilimsel Yönetim Doğuşu
Taylor’a göre iş gören, makinenin hareketsiz parçasıdır ve iyi programlanmadığında verimsizleşir. Kabaca eğitimsiz ve beceri sahibi olmayan insanlar için tasarılanmış ve güç yapılanmasına bağlı olan bir yaklaşımdır (Hergüner,1999). Taylor bilimsel yönetim temel ilkelerini 6 başlıkta toplamıştır (Karip,2004). Birincisi iş süresi araştırma ilkesi ; buna göre her iş için standart süre belirlenmelidir. İkincisi parça başı ödeme ilkesi ; buna göre üretim miktarına göre ödüllendirme ve ödeme yapılmalıdır. Başarısızlıklar cezalandırılmalıdır. Üçüncüsü performansın planlamadan ayrılma ilkesi, Dördüncüsü bilimsel çalışma yöntemleri ilkesi; buna göre işi önce bilimsel olarak açıklamak. Beşincisi yönetsel kontrol ilkesi ; buna göre işi ve işçileri sürekli denetlemek. Altıncısı işlevsel yönetim ilkesi; buna göre örgütler, uzmanlar arasında koordinasyonu en iyi şekilde tasarlayacak şekilde sağlamak.
• H. Fayol ve Yönetim Süreçleri
Fayol (1841-1925), örgütün yönetimine bir bütün olarak bakmıştır, yönetimi planlama, örgütleme, emretme, koordinasyon ve kontrol alt süreçleri olarak gruplar.Fayol bu süreçlere rehberlik edecek 14 ilke belirlemiştir. Bunlar ; iş bölümü, yetki, disiplin, emir birliği, yön birliği, örgütün bireyden önce gelmesi, adil ödeme, durumuna göre değişebilen merkezi yönetim, emir komuta zinciri, düzen, adalet, personelin sürekliliği, astların girişimciliğinin desteklenmesi ve birlik ruhudur.
• L. Gulick ve L. Urwick
1937 yılında yönetim süreçlerini; planlama, örgütleme, kadrolama, yönetme, koordine etme, raporlama ve bütçeleme alt süreçleri altında formüle etmiştir (Bursalıoğlu,1985).
• M. Weber ve Bürokratik Örgüt
6 temel boyuta sahip bürokrasi modelini geliştirmiştir. Bunlar ; iş görenler arasında bölümleşme, bölümler arası hiyerarşi, performansı idare eden kurallar, iş görenlerin teknik niteliklerine göre seçilmesi ve işin kariyer gerektiren bir unsur olarak görülmesidir. Weber ayrıca geleneksel, rasyonel ve karizmatik yetki kavramı diye 3 tip yetkiden bahseder.
Taylor,Fayol ve Weber klasik yönetim yaklaşımının temelini oluşturmuşlardır ve bunların yaklaşımlarında yönetici elinde bulundurduğu insanlardan azami verim elde edecek şekilde iş bölümü oluşturarak hedefine erişmektedir.
• E. Mayo ve Hawthorne Araştırmaları
5 yıl süren ‘’Hawthorne’’ araştırmaları (1927-1933) işçilere gösterilen tutum ve davranışların, verim üretim bakımından dinlenme, ışıklandırma ve hatta ücretten daha önemli olduğunu ortaya koymuştur (Bursalıoğlu, 1978).
• Kurt Lewin (Güç Alanı Analizi-Grup Dinamiği)
İnsan ilişkilerinin önemli olduğunu ileri sürer ve örgütü birbirine zıt olan iki grup gücün çarpışma alanı olarak tanımlar ve örgütü anlayabilmek ve bu güçler arasındaki dengeyi sağlayabilmek için yöneticinin davranış bilimlerine başvurması gerektiğini ileri sürer.
• Chester Barnard ( İşbirliği Sistemi)
Barnard’a göre bir kurumun verimli çalışabilmesi ve yaşamını sürdürebilmesi iş birliği sistemine ve çalışanlarlar kurumun amaçlarına örtüşmesine bağlıdır.
• A.Maslow (İhtiyaçlar Hiyerarşisi)
Maslow’ a göre doyurulmayan ihtiyaçlar bireyin davranışlarına egemen olur ve insan ihtiyaçları aşağıdan yukarıya fizyolojik, güvenlik, ait olma, sayılma ve kendini gerçekleştirme olmak üzere 5 kategoride değerlendirilir.

• M.Parker Follet (Dinamik Yönetim)
Follet, örgütlerde çatışmanın fikir ayrılıklarının zararlı değil aksine örgütün yararına olacağını ileri sürer.
• Wight Bakke (Fizyon Süreci)
Bakke’ ye göre iş görenler örgütleri, örgütlerde iş görenleri daha sonraki hedefleri doğrultusunda kullanırlar. Buna Fizyon Süreci denir.
• Peter Drucker ve Amaçlara Göre Yönetim
Drucker’ a göre bir kurumda ast ve üstlerin amaç, hedef, sorumluluk ve sonuç değerlendirmelerini birlikte incelemeleri (Koçel,1999).
• X,Y ve Z Kuramları
McGregor X kuramına göre insanı teknik ilkelere ve basit ekonomik güdülerle robot gibi hareket ettirdiğini ileri sürer. McGregor’ a göre Y kuramı bireysel ve örgütsel amaçların kaynaştırılmasıdır. Z kuramına göre X ve Y kuramı yetersiz kalmıştır. Z kuramına göre insan ne kalıplanmış ne de özerk bir kişiliğe sahiptir. İnsan iyimser ya da kötümser olarak değil tarafsız olarak ele alınmalıdır.
• Rensis Likert ( Yönetim Sistemleri)
Rensis’e göre örgütlerin yönetim sistemleri 4 şekilde incelenir ; sömürücü sistemde görev eğilimle otoriter ve biçimsel yönetim şekli görülür. Tatlı-sert sistemde astlara güvenilir bazı kararlar astlara devredilir. Danışmacıl sistemde büyük ölçüde astlara güvenilir. Katılımcı-takım sisteminde astlara tam olarak güvenilir karar örgüt içerisine dağıtılır.
• Amitai Etzioni (Uyum Kuramı)
Bu teoride örgütün özelliklerini tayin eden etken uyumdur. Üç türlü kuvvet vardır. Zora, kara ve değere dayalı kuvvetlerdir. Bunlara paralel olarak da soğukluk, hesaplılık ve bağlılık şeklinde üç tür ilişki vardır.
• Chris Argyris (Olgunlaşma Kuramı)
Chris Argyris’e göre örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için iş görenlerin olgunlaşması ve yetki kullanım imkanlarının olması gerekir.
• Sistem Yaklaşımı
Sistem, her birini etkileyen karmaşık ve etkileşimli unsurların bütünleşmiş bir topluluğu olarak tanımlanabilir (Bursalıoğlu, 1994). Sisteme göre bütün, parçaların toplamından daha fazladır. Yani ağaçları tek tek ele almak yerine ormanı bir bütün olarak algılayabilmektir. (Saat düzeyinde) dinamik sistem, (termostat düzeyinde) sibernetik sistem, (hücre düzeyinde) açık sistem gibi sistem türlerinden bahsedilebilir.

• Toplumsal-Sosyal Sistem (Talcott Parsons)
Parsons’a göre “sosyal sistem” teorisinde örgütün değer sistemini kaynakların sağlanma mekanizmalarını, topluma olan kuramsal bağlarını örgütün temel özellikleri olarak görmüştür. Sistem içerisinde teknik, işletme, kurum ve toplum olmak üzere dört düzey bulunur ve her birinde uyma, hedefe ulaşma, gerginliği giderme ve bütünleştirme sorunları olduğu ileri sürülür. Sosyal sistemlerin temellerinde rollerin normların ve değerlerin bulunduğu ileri sürülür (Bursalıoğlu, 1985).
• Açık Sistem
Çevreden enerji alarak bunu işleyip çevreye çift olarak sunan sistemdir. Açık sistemin dokuz tane temel özelliği vardır. Bunlar birbirine bağlı olarak ve tümleyerek bir bütün içerisinde açık sistemi oluşturur. Sisteme hiçbir madde girmiyorsa veya çıkmıyorsa kapalı sistemdir.
• Taylor’dan Günümüze Yönetim-Örgüt Paradigmaları
1900-1930 aralarında bürokratik-yapısalcı yaklaşımlar, 1930-1960 arasında insan ilişkileri paradigması, 1960-1980 arasında sistem kuramı ve 1980-1990 arasında sembolik-kültürel yaklaşım hüküm sürmüştür (Aypay, 2001).
• Kalite Hareketi ve Toplam Kalite Yönetimi
Bu konuyla ilgili sayısız çalımla yapılmıştır. Bu düşünce 1940larda Amerika’da doğduğu halde II.Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya’da uygulanmış, 1980 yılından sonra tekrar Amerika’da kabul görmüştür (Ensari, 1999). Birçok isim bu konuda yaptıkları tanımlamalarla gelişmiş bir yönetim anlayışıdır.
• W.Edwards Deming
Kalitenin ölçülebilir olması ve bunun içinde istatiksel kanıtların ortaya konması gerektiğini ileri sürer. Buna göre TKY’nin temel felsefesi “hiç kimse mükemmel değildir ancak mükemmeli aramalıdır.” ilkesinden hareket eder.
• Joseph M. Juran
Kaliteyi iki türe ayırmaktadır. Birincisi özel talep ve beklentiyi karşılayabilmek ikincisi ise kullanıma uygun niteliğe sahip olmaktır. (Şişman ve Turan, 2001). Kalite ile ilgili sorunların %20’sini çalışanlardan, %80’ini yönetimden kaynaklandığını ileri sürer.
• Philip B. Crosby
Crosby’ye göre iyi ya da kötü kaliteden söz etmek yerine gerekliliklerinin yerine getirilip getirilmediği önemlidir (Şişman ve Turan, 2001).

Mehmet Birekul,2015

Total Page Visits: 3503 - Today Page Visits: 1